Yalnızlık Talihiniz mi, Tercihiniz mi?
Aile olmanın ne denli anlamlı ve önemli olduğunu söylememe gerek bile yok. İnsanın en büyük şansıdır kalabalık bir ailede büyümek. Hele bir de hep bir dayanışma var ise, değmeyin o hayatın keyfine.
Çocuklarımızı anneanneler, babanneler yardımlarıyla büyütürken, yaşasın teyzelerimiz hep yanıbaşımızdayken bir telefon kadar yakın ailelerimizin mucizevi ve hiç bitmeyen içtenlikleri bizi hiçbırakmazken, her an yanıbaşımızda soğuk nefesini hissettiğimiz sevimsiz yalnızlık neden peşimizi bırakmıyor?
İnsanlar neden affedici özelliğini sandıklara saklamış durumda? Neden “kahvenizi nasıl alırsınız” yerine "Kahve içer misiniz?” hayatlar yaşamaya başladık? Cevabı “hayır” olunması istenen sorular neden hep tercih edilmekte?
Bu bencilleşmek veya içe dönmek niye? Eskiden evlerde misafire ait özel kahve fincanı bile bulunurken, şimdilerde kimse kimseylde neden bir sohbeti bile kimseyle paylaşmamakta?
Beraberliğin hür güvenler oluşturduğu bu kadar iyi bilinmesine rağmen; hayatın en derin acısını bölüne bölüne yok olduğunu büyüklerimizin hayatında seyretmişken; keyfin daha bir meşk ile hayatımıza dolması karşı sandalyemizin dolu olmasıyla sağlanırken.
Bu YALNIZCA kendi fiziksel rahatımızı düşünmek niye?
“Bize de beklerim” demek çok mu büyük "yük" olmakta?
Bu kadar mı karşımızdakinin sorununa azıcık merhem olmak insana zor gelmekte?
Hayat insanı kimi zaman çok yorsa da doğru stratejiyle kaliteli yirmi dört saatler geçirmek aslında elimizde.
Kalabalık ve beraber büyüdüğümüz toplumda yalnızlaşmak elinizde.
Yalnızlaşılan bir evde mutlu çocuk yetiştirmekise bir mucize.