Yatsıya Kadar Yanan Mum Kimin?
hepimizaileyiz.com.tr Yayın : 02.10.2012
Yalancı dolma, yalancı bahar, yalancı turşu ve hatta yalancı tavuk göğsü vs. bir dünya örnek var, neye mi örnek var? Yalancılara.
Aslında yalancı, yalan söylemeyi huy edinmiş kimse demek. Gerçekleri ifade etmeyen, doğrudan uzak anlatım da bulunan kimse, ama yalan kelimesi o kadar çok yerleşmiş ki benliğimize yalancı yemekler bile türetmişiz. Haksızda değiliz hani, daha bebekken kandırılmaya başlıyoruz, çok masum yalanlar nerdeyse biz kundaktayken söyleniyor kulağımıza; "Hadi yavrum ye bu mamayı seni attaya götüreceğim” mamasını bitiren bir bebeyi atta götüren bir anne görmedim, ben dâhil. Şimşek çaktığında gök gürlediğinde, yaptığımız yaramazlığa kızarmış koskoca gökyüzü. Bir de ay dede uslu çocuk olunca gülümsermiş, ben bu konuda bayağı kandırıldım.
İlkokul 2. sınıfa kadar dolunay çıkınca bir adet smile için saatlerce gökyüzüne bakardım. Çok kandırıldık çok, ondandır masum adi altında çok yalan duymamız, söylememiz. Hatta ve hatta köylü şehirlinin efendisidir sütümüz yoğurdumuz peynirimiz onlardan gelir öyle besleniriz, uzakta bir köy var masal diyarı gibi yaz gelse de gitsek umuduyla bütün kışı sevinç içinde geçiririz, oranında çobanı yalancı, bak şimdi ne bu? :)
Üst düzey bürokratından tutunda, asgari ücretle geçim sağlamaya çalışan her zümrenin yalana ihtiyacı oluyor. Durum kurtarmak denilir, umutları kırmamak denilir, kişi barıştırmak ekmek parası kazanmak, hastayı umutlandırmak, yalan söylemek için bahanemiz hep var. Zaten yaşadığımız yerde yalan dünya değil mi?
Bizleri bedbaht bir kıvama getirmiyor, vicdanımızı sızlatmıyor, başkalarının hayatını kâbusa çevirmiyor; en önemlisi de değer verdiğimiz kişilerin bize olan güvenini zedelemiyorsa masum yalanları affetmek olası... Ancak affedilmeyecek yalanlarda var. Karşınızdaki kişiyi kötü hissettirecek, derin üzüntüye sokacak, ona maddi manevi sıkıntılar yaşatacak yalanlar söylemek bazen uzun yıllar geçse bile affedilmeye biliyor, üzücü.
Kimsenin diline acı biber süremezsiniz, o bir çocuk değilse ki ona da sürmeniz zor, kendi dilinize sürün. Evet, o acı biberi önce kendi dilimize sürmeliyiz eğer üzüyorsa yalanlarımız insanları, hayat ışığını kapatıyorsa sevdiklerimizin...
Korkmayın dürüst olmaktan en fazla taşlanırsınız, o da her gece sızım sızım içinizi acıtan vicdan acısından iyidir. Kimse yalancı olduğunu kabul etmez, zarar verse de vermese de masum ya da değil ne fark eder ki. Yalan, yalan yani.
Çok kandırılmış bir toplum olmamızdan da kaynaklanıyor bu kadar kolay yalan söyleyebiliyor olmamız. Biz alışığız ama yalanlarla uyutulmaya, vaatlerle susturulmaya acılarımızı kendimiz sarmaya ve her şey güzel olacak umudu ve hayaliyle yaşamaya, belki bir gün.
Velhasıl demem o ki doğrusunu siz bilirsiniz. Her hayat dost doğru dürüst olmayı kaldıramıyor olabilir. Küçük yalanlar olmadan yaşanmıyor, hayat kolaylaşmıyor olabilir. Ben derim ki, üzmeden, kırmadan gönül incitmeden hak çiğnemeden söyleyin yalanlarınızı. Ancak unutmayın sizin için küçük olan yalanlar, başkalarına yalan söyleyerek sahiplendiğiniz değerlerinizi kaybetmenize sebep olabilir. Yazdıklarımın hiç biri yalan değil, yalansa yalan deyin:)
