Tango Denince...
Bu zamana kadar ki uğraşlarımdan özel bir yere sahip olmayı başaran tango, eşsiz bir dans.
İlk başladığımda korkmuştum zamanla hareketler zorlaşıyor ve izlediğim tango gösterilerindeki akrobatik hareketler iyiden iyiye ürkmeme sebep oluyordu. Çok zaman geçmeden bırakamayacağımı anladım. Çünkü ilk kez içimdeki duygulara kulak vermeyi başarabilmiş, duygularımın dilini çözebilmiştim. Ayrıca sadece benim değil, bu dansa başlayan herkesle bir bütün olmuştu tango, içimizde yarım kalan bir şeyler vardı ve o yarım kalan şey her ne olursa olsun onu tamamlamayı başarabiliyordu.
Farklı dünyaların anahtarları elimize uzatılıyordu uğraşmadan, hayalinin sınırlarını zorlayamayan insanlara da yardımcı oluyordu. Artık o dünyaya ait olmadığınızı düşünüyordunuz. Bazı geceler rüya görmeden uyuyabilirsiniz veya uyandığınızda rüya gördüğünüzü hatırlarsınız da ne olduğunu bir türlü çıkaramazsınız, anlatmak istersiniz de kelimeler düğümlenir boğazınıza, zihniniz bomboş gibidir. İşte Tango sizi bu dertten kurtarır. Tango uyandığınızda yüzünüzde müthiş bir gülümsemeye sebep olan, unutulmayan bir rüyadır.
Farklı lezzetleri denemeyi seven biriyim. Değişik ve güzel olan her lezzeti tatmayı istiyorum. Tango, deneyip de beğendiğim, aromasıyla, tadıyla ben de unutulmaz etkiler bırakan, en iyi lezzetlerden biri.
Tangonun, insanın yapısı nasıl olursa olsun herkesin ruhuna hitap edebileceğini düşünüyorum.
Zevklerimizi, yaşayıp öğrendiklerimize göre nasıl olması gerektiğini biz belirleriz. Ne kadar şey denediysek aralarından beğendiklerimizi seçip hobilerimize ekleriz. Bu meşakkatli bir süreç olduğu için başkalarından duyduklarımızı ya da herhangi bir yerden öğrendiklerimizi denemek bile istemeyiz.
Bu ön yargıdandır ki ruhumuz tam doymaz. Ruh romantiktir… Onu ortaya çıkartabilecek şeyleri keşfetmek de bizim elimizdedir.
Ben bu dansa başladığımda boş sokak arayışına kapıldım, yağmurlu bir boş sokak… Gecenin bir yarısı bomboş sokakta yağmurun yere düşen damlalarının sesinde vücudum kendi kendine ritimlere uymaya başlıyordu. Büyük ve sessiz bir salondaydım da belki de kendimi yağmurlu bir sokakta dans ederken görüyordum. Romantik ruha kendimi kaptırdığım zaman mekan değişiyordu. Sessizlik ve müzik…Tangonun ilk adımı atılmalı artık.
Tango, bir elmanın iki yarısı gibidir. Eşsiz bir tango için birbirini sıkıca kavrayan, dans ederken müzikle bütünleşecek, tangonun ruhunu içine çekmiş iki partner gerekir. Adeta ruh eşi…Dansa ilk başladığınızda belirlenir kaderiniz. Sizin gibi dansa gönül verenler, boş vakitlerini değerlendirmeye gelenler, birkaç provadan sonra bırakıp gidecekler toplanmıştır. O kadar kalabalığın arasında sizi yarı yolda bırakmayacak, ritimleri aynı şekilde hissedebileceğiniz kişiyi bulmak zorundasınızdır. Şanslıysanız bir el sizi bulur, çeker çıkarır ve dansa başlarsınız. Gerisi kendinizi müziğe bırakmaktan ibarettir. Bir masalın içindesinizdir artık.
Ben tangoyla içimdeki derinliklere bir kayık göndermeyi başarabildim. Bu zamana kadar bütün duygularımı ve mimiklerimi kullanıp yönlendirdiğimi düşünüyordum ama içimde bazı duygulara hala dokunulmamış olduğunu fark ettim. Ve o duygular şiirsel olarak şöyle ifade etti kendini, birkaç mısrası ile:
Müzik başladı,
Tango
Elim elinde…
İlk adımı attık,
Kontrol sende
‘Niebla del riachuelo’
Kulaklarımda